Türkiye´nin ilk kadın illüstratörünün arşivi açıldı

Nezihe Araz, Cahit Uçuk ve Refii Cevad Ulunay gibi yazarların eserleri için çizimler yapan, Türkiye'nin ilk kadın illüstratörlerinden ressam Sabiha Rüştü Bozcalı'nın arşivi dün SALT Galata'da açıldı. Yassıada duruşmalarında da çizim yapan Bozcalı'nın sanat birikimine ışık tutmayı amaçlayan sergide, sanatçının resimlerinin yanı sıra günlükleri, mektupları, kartpostalları ve fotoğrafları da yer alıyor.

Osmanlı İmparatorluğu'ndan Cumhuriyet'e geçiş döneminde yetişen ressam Sabiha Rüştü Bozcalı'nın (1904-1998) az bilinen eserleri gün yüzüne çıkartıldı. Sergi, 2014'te Bozcalı'nın yeğeninin SALT Araştırma'ya bağışladığı belge ve çizimler ile İstanbul Şehir Üniversitesi Taha Toros Arşivi'nin bir araya getirilmesiyle oluşturuldu. SALT Galata'da 28 Şubat'a kadar devam edecek sergide sanatçıya ait karakalem, pastel, suluboya ile yağlıboya resimlerinin yanında kişisel notları ve illüstrasyonları da yer alıyor.

Sanat eğitimi çocukluk döneminde başlayan ressam Bozcalı, hayatının hiçbir anında fırçasını elinden düşürmez. Serginin duvarlarını süsleyen röportajlarından birini okuduğumuzda öğreniyoruz ki resme küçük yaşta başlamasının sebebi annesi, Handan Rüştü Bozcalı. Türkiye'de ilk defa posta pulu kullanarak kolaj usulü resim yapan annesi, Sabiha Rüştü'ye oyuncak yerine hep boya kalemleri almayı seçmiş. Bozcalı, bu ilgisini ilk profesyonel eğitimini ressam Ali Sami Bovyar'dan alarak sürdürüyor. İlk eseri de İhtiyar Hekimin portresi olur. 15 yaşına geldiğinde ise eğitim almak için yurtdışına çıkar. Berlin, Münih, Paris ve Roma derken dönemin en tanınmış ressamlarından Lovis Corinth, Moritz Heymann, Karl Caspar ve Paul Signac'ın atölyelerinde çalışma fırsatı bulur. Sergide Sabiha Rüştü'nün o atölyelerdeki çizimleriyle birlikte hocaları ile olan mektuplaşmalarını da görmek mümkün. Hatta Neo-Empresyonist ressam Paul Signac'ın Bozcalı'yı “kabiliyetli, resim sanatının gerektirdiği hassasiyete sahip ve kendini tamamen bu mesleğin zorlu çalışmasına adayan biri” olarak tanımladığını bu mektuplardan okuyoruz.

Sabiha Rüştü Bozcalı'nın arşivi, yeğeni tarafından geçen yıl SALT Araştırma'ya bağışlanmıştı. Sabiha Rüştü, annesi Handan Hanım ve kardeşi Ali Nur ile Monako'da, 1910'lar.

Çalışmalarında ailesine yer vermeyi seven ressamın sadece babasını resmettiği eserler, sergide ayrı bir bölümde sunuluyor. Sanatçının özel yaşamına dair yazı ve fotoğraflar haricinde sergide aile koleksiyonundan sulu boya ve yağlıboya tabloları da göze çarpıyor. Bugüne kadar yaptığı eserlerin sayısı tam olarak bilinmeyen sanatçının kendi deyimiyle en güzel eserleri yurtdışında kalmış. Paris, Roma ve Kahire'deki özel koleksiyonlar ile müzelerde imzasını taşıyan birçok tablo olduğunu, o yıllarda verdiği bir röportajdan öğreniyoruz.

Sabiha Rüştü'nün illüstrasyon ile adını duyurması ise 1949 yılında Milliyet Gazetesi'nde işe başlamasıyla gerçekleşir. Serginin seçkin örnekleri arasında o dönem Reşat Ekrem Koçu'nun İstanbul Ansiklopedisi'nin yanı sıra Cumhuriyet, Ulus ve Tercüman gazetelerinde de yayımlanan illüstrasyonları var. Bozcalı'nın illüstrasyon hazırladığı Orhan Veli'nin Türkçeye çevirdiği ‘La Fontaine Masallar', Osmanlı Padişahları, Nezihe Araz'ın ‘Anadolu Evliyaları ve Yunus Emre' ve daha birçok eser de sergide yer alıyor.

Bir ressamın elinden Yassıada duruşmaları

Ressam Sabiha Rüştü Bozcalı'nın eserlerinin bulunduğu serginin en dikkat çeken bölümlerinden biri Yassıada Mahkeme'sindeki çizimlere ayrılmış. 1960 darbesinden sonra Adnan Menderes ile birlikte mahkemede yargılanan isimlerden biri de Demokrat Parti İstanbul Milletvekili Nazlı Tlabar'dır. Sabiha Rüştü'nün kuzeni olan Tlabar, kendisinden yargılama sürecini izlemesini isteyince, o da mahkeme çizimlerini gerçekleştiriyor.

www.zaman.com.tr

Türkiye´nin ilk kadın illüstratörünün arşivi açıldı