Galeri
Söyleşi
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Ben Dr. Özlenen Özkan 37 yaşındayım, iki çocuk annesiyim ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Bölünde görev almaktayım.
Tıp fakültesine başlamanız nasıl oldu?
Çocukluğumdan beri cerrah olmayı istiyordum zaten ama farklı bir şey yapmak istiyordum bu nedenle plastik cerrahiyi seçtim. Daha dördüncü sınıftayken plastik cerrahiyi hedef seçmiştim kendime.
Türkiye’deki ilk kez yapılan nakil operasyonlarına girdiniz bu süreci anlatır mısınız?
Önce bir hedefinizin olması gerekiyor başarılı olmak için. Ömer Özkan’ın ekibinde olmak zaten benim için bir şanstı. Çok şey öğrendim kendisinden. Bu hedefi ortaya koyduk. Aslında 2004’ten beri gelen uzun bir süreçti. Hedefinize, hayalinize insanları inandırmanız ve kendinizi insanlara ispatlamanız gerekiyor. Bu uzun bir zaman aldı ama sonuçları ülkemiz adına çok iyi oldu.
Bu noktada Prof. Dr. Ömer Özkan ile olan evliliğinizden söz eder misiniz?
Beraber çalışıyorduk ve bu sayede tanıştık. Sonrasında evlendik, iki kızımız var. Hem aynı yerde çalışmak hem evli olmak var tabi. Biz ameliyatlara birlikte girmiyoruz o açıdan ilişki canlı kalabiliyor. Çok şey öğrendim kendisinden. Sadece eşim olarak değil hocam olarak çok şey öğretti. Kendisi cerrahide çok farklı bir beyin gerçekten. Kendimi şanslı addediyorum.
Türkiye’deki ilk kol nakli sürecini anlatır mısınız?
Bu çok uzun bir süreçti. Önce altyapısını oluşturmanız lazım. Daha sonra gerekli izinleri almanız lazım ve bu en zor kısmıydı. Henüz deneysel olarak yapılan bir işlem için izin almak çok zor oldu. Daha sonra tecrübelerimizden kaynaklanan çok hastamız oldu bizim. Kolunu kaybeden hastalar çok fazlaydı, bunları görünce aklımıza geldi nasıl yardımcı olabiliriz diye. Daha sonra izin süreci başladı. İzinler de alınınca Cihan ile tanıştık ve donör çıktı. 24 saat içinde gerekli yerlerden izin alındı ve ameliyat başladı. Bizim için çok zor ve heyecanlı bir ameliyattı, sonrası hakkında bilinmezler vardı. Bu tür ameliyatlarda hastanın da psikolojik açıdan hazır olması gerekiyor. Ameliyattan sonraki süreçte belki de en önemlisi bu. Cihan çok uygun bir adaydı bu açıdan.
Sonrasında başlayan yüz nakilleri nasıl oldu?
Nakillerde iki gurup oluyor alıcı ve verici. Ben alıcı tarafta oluyorum Ömer Hoca verici ekipte. Ben alıcıyı hazırlama sürecinde oluyorum genelde. Alıcı hastanın heyecanını yaşıyorsunuz, bilgilendiriyorsunuz, anlayıp anlamadığını anlamaya çalışıyorsunuz aslında ve bu önemli bir süreç. Ameliyatta zamanlama çok önemli. İlk yüz nakli ameliyatında yaşadıklarımız çok tarif edilemez bir duyguydu. Büyük heyecan yaşandı. Bu yüz nakli ameliyatının felsefi yanı, kozmetik yanı ve sosyolojik yanı var. Bu anlamda komplike bir ameliyat. İşler yolunda giderse her iki taraf da çok mutlu oluyor.
Nakil yaptığınız hastalarınızla aile gibi oluyorsunuz ve onları sürekli takip ediyorsunuz değil mi?
Evet, bu ameliyat Türkiye’de çok yapılan bir şey değil bu nedenle nereye giderseniz gidin bu hastalar bize geliyor. Muhtemelen çok uzun süre devam edecek bu durum.
Rahim nakli operasyonu hakkında ne söylersiniz?
Bu beni çok heyecanlandıran bir operasyon oldu. Diğer operasyonlara göre bende bıraktığı duygu daha farklı bir kadın olarak. Onun felsefesi biraz daha farklı. Üreme zaten insanlarda içgüdüsel bir şey. Biyolojik olarak buna sahip değillerse bazı arayışlara gidiyorlar ve bunlar bazen hüsranla sonuçlanıyor. Bu durumda olan o kadar çok kadın varmış ki. Ben bu operasyonlara başlamadan önce bu denli çok adayın geleceğini düşünmemiştim açıkçası. O kadar çok aday varmış ki bütün dünyada. Biz bir ümit olduk. İki tane gebeliğimiz oldu bu hastalarda. Kalp atışı vardı gebeliklerde bu çok ümit vericiydi. Bizden sonra İsveç ekibinin bebekleri oldu. Böylece biz bir hayalin peşinde koşmadığımızı kanıtlamış olduk aslında. Bunun bir realite olduğunu kanıtladık. Biz yolumuza ısrarla devam ediyoruz. Ümit olmasaydı projeyi bitirirdik. İnşallah kısa zaman içinde yine gebelik müjdesi veririz.
Bir yandan yoğun iş yaşamı içindesiniz diğer yandan iki çocuğunuz var
Belki çocuklar açısından daha zordu bu durum. Bana annem çok yardımcı oldu. Bu konuda annelerin yeri doldurulamıyor. Bizim ameliyatların ne zaman yapılacağı belli olmuyor. Kadavra ne zaman gelecek, ne zaman hazır olacak bilinmiyor. Biz Ankara’da tatildeyken ameliyata girmemiz gerekti kızım Zeynep yanımızdaydı onu bırakamadım. Onunla birlikte donöre gittik.
Gelecekle ilgili planlarınız neler?
Kompozit doku nakli henüz yeni, ben bu alanı çok sevdim. Bu konuda proje yapmak istiyoruz. Ümidi olan çok hasta var ve ben bu alanda devam etmek istiyorum açıkçası. Bu işi sevdiğim için çok keyifli. Ayrıca vatana millete hayırlı çocuklar yetiştirmek istiyorum. İnşallah onu da başarır, çocuklarımla gurur duyarım.
Size çok yerden teklif geldi ama kabul etmediniz
Antalya’yı ve Akdeniz Üniversitesi’ni çok seviyoruz. Burada yaşamak kolay İstanbul’a nazaran ve Antalya güzel bir şehir. Bu nedenle Antalya’yı bırakıp gitmek mümkün olmadı. Hala kafamızda düşünceler olmakla beraber burada olmaktan çok mutluyum çünkü daha kompakt ve daha güvenli bir yaşam var şu an için. Burada olmayı ailecek seviyoruz.
Antalya’da kadın olmak hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bazı başka yerlere göre daha kolay Antalya. Ben mutluyum Antalya’da kadın olmaktan. Sosyal hayat açısından bakıldığında hala kat edilmesi gereken yollar var.
Antalya Kadın Müzesi hakkında ne söylemek istersiniz?
Çok anlamlı bir proje olmuş çünkü kadınlar aslında görünmez kahramanlar. Kadınların çok fonksiyonu var. Kadınların yükü hakikaten çok fazla. İşinizde iyi olmanız gerekiyor, evde iyi bir anne olmanız gerekiyor, iyi bir eş olmanız gerekiyor. Bunların hepsi ayrı bir enerji ve zaman gerektiren şeyler. Kendinizden vermeniz gerekiyor. Bunları severek yaptığınızda çok fazla karıştırmıyorsunuz birbirine. Ama bazen sıkıntılı olabiliyor.
Kadınlara bir mesajınız var mı?
Çok çalışsınlar, hayallerinin peşinde koşsunlar. Kendilerinden, kadınlıklarından ödün vermesinler bunu yaparken.